Yeni Yayınlar
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/34996
Browse
Browsing by Language "tr"
Now showing 1 - 4 of 4
- Results Per Page
- Sort Options
Publication Bazı ekmeklik buğday genotiplerinde SSR (Mikrosatalit) markörü kullanılarak kahverengi pas dayanıklılık geni Lr10’un belirlenmesi(Kahramanmaraş Sütçu İmam Üniversitesi Rektörlüğü, 2021-01-01) Kurt Polat, Pakize Özlem; Yağdı, Köksal; KURT POLAT, PAKİZE ÖZLEM; YAĞDI, KÖKSAL; Bursa Uludağ Üniversitesi/Orhangazi Yeniköy Asil Çelik Meslek Yüksek Okulu.; Bursa Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Tarla Bitkileri Bölümü.; JCE-8619-2023; EHR-5620-2022Çalışmada, Türkiye’de ekmeklik buğday tarımında sıklıkla tercih edilen çeşitler, CIMMYT-Meksika’dan temin edilen Thatcher hatlar ve bu genotipler arasında yapılan melezlemeler sonucu elde edilen F1 melez genomlarında, SSR (Basit Dizi Tekrarları-Mikrosatelit) yöntemi kullanılarak, kahverengi pas hastalığına dayanıklılık genleri arasında önemli bir yere sahip olan Lr10 geninin varlığını incelenmiştir. Araştırma yer alan genotipler, 2013-2017 yetiştirme dönemlerinde; deneme materyalinin çoğaltılması, genotipler arası melezlemelerin gerçekleştirilmesi ve kahverengi pas hastalığının arazi gözlemlerinin yapılması amacıyla Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi deneme alanında yetiştirilmiştir. Yapılan melezlemeler sonucu elde edilen 13 adet F1 hattı, 22 adet ekmeklik (Triticum aestivum L.) buğday çeşidi ile 2 adet Thatcher hat (Lr10, TcHassas), Bursa Uludağ Üniversitesi Tarla Bitkileri Bölümü Tohumluk Laboratuvarında SSR (mikrosatlit) yöntemi kullanılarak DNA analizlerine tabi tutulmuştur. Yapılan analizler sonucunda Lr10 geni; Karatopak, Kaşifbey ve Gün-91 çeşitlerinde tespit edilmiştir. Yapılan bu çalışma; ekmeklik buğdayda SSR tekniğinin kahverengi pas dayanıklılık genlerini belirlemede kullanılabilir olduğunu saptamış ve ayrıca çalışmada yer alan Thatcher (yakın izogenik) hatlarının dar bir genetik yapıya sahip olmaları sebebiyle, taranan dayanıklılık genlerini belirlemede iyi bir belirteç genom olduğu sonucunda varılmıştır. Gelecekte yürütülecek ıslah programlarında dayanıklılık genleri içeren genotiplerin belirlenmesinde moleküler markörlerin kullanılmasının kısa sürede ve kesin sonuçlara ulaşmada etkili olacağı sonucuna ulaşılmıştır.Publication Determination of the effects of some photosynthesis organs removed at heading stage on agricultural traits in bread wheat varieties(Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, 2023-01-01) Büyükyatıkçı, İlke Aybüke; Yağdı, Köksal; YAĞDI, KÖKSAL; Bursa Uludağ Üniversitesi/ Ziraat Fakültesi/Tarla Bitkileri Bölümü; 0000-0003-1567-9397; 0000-0003-4330-631X; EHR-5620-2022; KEK-3009-2024This study conducted in 2018-2019 at Bursa Uludag University Faculty of Agriculture Application and Research Center, and aimed to determine the effect of removing some photosynthesis organs on the yield and quality characteristics of bread wheat varieties during the heading stage. In the study, 2 bread wheat varieties (Pehlivan and Golia) were used as material, and the research was carried out in randomized split blocks design with three replications. According to the results obtained, the photosynthesis organs removed during the spiking period of the varieties significantly reduced the plant height, spike height, number of spikes per spike, grain number per spike, grain weight per spike, thousand-grain weight, hectolitre weight, sedimentation value, gluten ratio, and harvest index values. On the other hand, an increase in protein ratio was observed. The Golia cv. which is an awned cultivar, has been more affected by the applications than the Pehlivan cv., which is an awnless cultivar.Publication İsa’nın Mabede Takdimi sahnesinin görsel anlatım biçimleri üzerine bir değerlendirme(Bursa Uludağ Üniversitesi Mozaik Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi, 2020-01-01) Key, Fatmanur; İnanan, Filiz; KEY, FATMANUR; İNANAN, FİLİZ; 0000-0002- 7025-1476; 0000-0001-7573-9967; AAG-8461-2021; HJP-4979-2023Bizans Dönemi tasvirlerinde sıklıkla işlenen on iki yortudan biri olan “İsa’nın Mabede Takdimi” sahnesinin uygulandığı mozaikler ve farklı teknikte işlenen, on iki eserdeki betimlemeler incelendiğinde, Batı üretimi eserlerle Bizans üretimlerinde temel kompozisyonun paylaşıldığı ancak imgelemede belli farklılıkların bulunduğu görülmektedir. Aynı anda gerçekleşen iki önemli olay olan İsa’nın Simeon ile buluşması ve Meryem’in arınmasını içinde barındıran törenlerin, Doğuda ve Batıda, farklı içerik ve tarihlerde kutlandığı izlenmektedir. Doğuda Epifani’den kırk gün sonra “İsa’nın Mabede Takdimi” olarak kutlanan bayram, Batıda “Meryem’in Arınması” onuruna kutlanılmaktadır. Çalışmamız kapsamında, bu sahnenin betimlendiği eserlerden seçilen bazı örnekler incelenerek, ikonografik açıdan ortaklıklarının ve farklılıklarının saptanması amaçlanmıştır.Publication Kültürel miras unsuru Olan aba güreşine yönelik şekilsel ve işlevsel kültür bölgesi belirleme denemesi (Hatay)(İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü, 2020-01-01) Çetin, Bayram; Coşkun, Mürşide; ÇETİN, BAYRAM; COŞKUN, MÜRŞİDE; AAI-2832-2021Aba güreşi şekilsel ve işlevsel kültür bölgelerini belirleme amacındaki bu çalışma, kültürün mekânı örgütlemedeki rolünü somutlaştırması bakımından önem arz eder. Veriler, güreşi benimsemiş topluluklar içerisindeki 65 yaş ve üstü olan kişilerle etnografik yöntemle katılımcı gözlem ve görüşme yapılarak elde edilmiştir. Aba güreşinin uygulanışı, terminolojisi, giyim-kuşamı gibi özellikleri temelinde, Hatay aba güreşi şekilsel kültür bölgesinden söz edilebilir. Bölge, Osmanlı döneminde Halep merkezli olarak varlığını sürdürürken, 1921-1939’da siyasi sınırların değişiminden etkilenerek yeniden şekillenmiştir. Çalışmada, geçmişteki bölgenin Türkiye’deki bakiyesi konumundaki, şekilsel ve işlevsel kültür bölgelerinin tespiti yapılmıştır. Şekilsel kültür bölgesi, 1939-1990 arasında Yayladağı-Altınözü merkezli mekânsal örgütlenmeye meydan vermiştir. 1990 sonrasındaki kurumsallaşma çabaları, Hatay şekilsel kültür bölgesinin silikleşmesine, buna karşın Hatay işlevsel kültür bölgesinin oluşumuna yol açmıştır. Merkezini Antakya’nın oluşturduğu işlevsel kültür bölgesi, il sınırlarıyla örtüşmüştür. Günümüzde faaliyetlerini ulusal ve uluslararası boyuta taşıma eğilimindedir. Dönüşüm, evrimsel-ilerlemeci bir nitelik taşımaktan çok merkez, aktör ve sınırların değişiminden ibarettir.