1988 Cilt 15 Sayı 3
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/22043
Browse
Browsing by Title
Now showing 1 - 20 of 56
- Results Per Page
- Sort Options
Item 1986 yılında hastanemizin aktivitesi(Uludağ Üniversitesi, 1988) Özeke, Turgut; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/ Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı.1986 yılında , hastanemiz polikliniklerine 117.755 hasta müracaat etmiş, 13.666 hasta yatırılmış, 562 hasta vefat etmiştir. ölüm nedenlerinin çoğunun, çocukluk döneminde enfeksiyon, yaşlılıkta böbrek, kalp ve damar hastalıklarından olduğu saptanmıştır.Item Akut serebral infarktlı hastalarda deksametazon ve gliserol etkisinin klinik ve nörofizyolojik olarak incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 1988) Bora, İbrahim; Sadıkoğlu, Sadık; Balkır, Nihat; Oğul, Erhan; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Nöroloji Anabilim Dalı.Bu çalışmada, akut serebral infarkt geçiren olgularda antiödem ajan olarak Gliserol ve steroidlerin etkileri hem klinik olarak hem de somato-sensoryel kortikal uyarılmış potansiyel (SKUP) çalışmaları ile araştırılmıştır. Çalışmaya alınan 20 olgunun hepsine başlangıçta SKUP uygulanmış takiben 10 hastaya Gliserol, 10 hastaya da steroid verilmiş ve tedavi sonrasında tekrar SKUP uygulanarak sonuçlar değerlendirilmiştir. Sonuçta Gliserol alan grupta, klinik olarak yapılan değerlendirmede ortalama iyileşme puanı% 15,94, steroid alan grupta ise % 19.98 olarak bulunmuştur. SKUP çalışmasında ise her iki grupta da klinik düzelmeye paralel olarak SKUP komponentlerinin düzeldiği gözlenmiştir.Item Akut serebro-asküler hastalıklarda BOS ve serumda beta-endorfin konsantrasyon değişmeleri(Uludağ Üniversitesi, 1988) Zarifoğlu, Mehmet; Ulus, İ. Hakkı; Sadıkoğlu, Sadık; Bora, İbrahim; Balkır, Nihat; Oğul, Erhan; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Nöroloji Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Farmakoloji Anabilim Dalı.Bu çalışmada 20 trombo-embolik, 10 hemorajik beyin damar hastalığı olan 30 olgunun 1 ve 10, günlerde BOS ve serumlarında beta-endorfin benzeri aktivite düzeyleri ölçülmüştür. Elde edilen sonuçlar literatürde bildirilen bulgularla karşılaştırılmıştır . Her iki hasta grubunda BOS ve serumlarında beta-endorfin benzeri aktivite düzeylerinde normale göre bir artma bulunamamıştır. Bulgularımız beyin damar hastalıklarının fizyopatolojisinde beta-endorfinin rolü olabileceği görüşünü desteklememiş , konunun ileri çalışmalar gerektirdiği sonucuna varılmıştır.Item Aztreonam'ın cerrahi enfeksiyonlarındaki yeri(Uludağ Üniversitesi, 1988) Kutlay, Burçin; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Genel Cerrahi Anabilim Dalı.Aztreonam (Azactam) Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Kliniğinde cerrahi enfeksiyonu olan 16 hastada tek antibiyotik olarak kullanıldı. Hastalarda 7'sinde, postoperatif dönemde gelişmiş enfeksiyon vardı, 4 hastada acil cerrahi müdahale esnasında enfeksiyon mevcuttu. Beş hastada ise Aztreonam profilaktik olarak kullanıldı. Doz 15 hastada 12 saatte 1 gr. 1 haftada 8 saatte 0.5 gr. idi ve tüm hastalarda İV yolla uygulandı. On dört hasta klinik şifa, 2 hastada klinik salah elde edildi. Hiçbir olguda ilacın kesilmesini gerektirecek yan etkiye rastlanmadı. Bulgularımız Aztreonam 'ın primer veya postoperatuvar sekonder cerrahi enfeksiyonlarda etkili ve toleransı iyi olan bir antibiyotik olduğu kanaatini vermektedir.Item Bromokriptinin adrenal gland ve simpatetik ganglionlarda tirozin hidroksilaz aktivitesine etkisi(Uludağ Üniversitesi, 1988) Ulus, İsmail Hakkı; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Farmakoloji Anabilim Dalı.Bu çalışmada ergot bileşiklerinden güçlü bir dopaminerjik agonist bromokriptinin adrenal gland ve çok sayıda simpatetik ganglionda tirozin hidroksilaz aktivitesine etkisi incelenmiştir . Dişi sıçanlara 3 gün süreyle mide sondası yoluyla bromokriptin (50 mg/ kg) verilmiştir . Dördüncü gün öldürülen sıçanlardan adrenal gland ve simpatetik ganglionlar (2 servikal, 10 torakal, 6 lumbar ve söliak ganglion) çıkarılmış ve bunlarda tirozin hidroksilaz aktivitesi ölçülmüştür. Bromokriptin adrenal glandda tirozin hidroksilaz aktivitesini belirgin olarak (kontrolün % 153) ve anlamlı (p < 0.02) olarak arttırmıştır. Bromokriptin, lumbal bölgedeki ilk üç ganglionda da tirozin hidroksilazı arttırmıştır. Bunlardan yalnız a 2. lumbar ganglion etki anlamı (p < 0.01) ve adrenal glandda gözlediğimiz etki kadardı . Bromokriptin söliak ganglionda etkisiz bulundu. Bromokriptin verilen sıçanlarda tirozin hidroksilaz aktivitesi üst servikal ganglionda (% 121), alt servikal ganglion (% 124) ve 1. torasik ganglionda (% 131) artmış bulundu. Bunun dışında kalan ganglionlarda ise enzim aktivitesi değişmemiş bulundu. Bu bulgular bromokriptinin simpato-adrenal sistemde seçici olarak merkezi yolla uyarılma yaptığını göstermektedir.Item Bronş kanserli olgularda akciğer perfüzyon sintigrafisi bulguları(Uludağ Üniversitesi, 1988) Yüksel, Eser Gürdal; Özyardımcı, Nihat; Gözü, Oktay; Ege, Ercüment; Yalın, Ahmet; Aksel, Nilüfer Çakanlar; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı.Bu çalışmada 1986 yılı içinde kliniğimize müracaat etmiş, "Bronş Ca" tanısı konmuş ve tanı bronkoskopik ve patolojik olarak teyid edilmiş, 7 erkek hastada akciğer perfüzyon sintigrafisi bulguları incelenerek akciğerlerdeki perfüzyon bozukluğu ile kanser dokusunun yerleşim yeri arasındaki uygunluk tartışıldı.Item Bursa yöresinde omurilik yaralanmalarının rehabilitasyonunun sonuçları(Uludağ Üniversitesi, 1988) Özcan, Orhan; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı.Bu çalışma Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon kliniğine başvuran omurilik yaralanması olan 35 hastada gerçekleştirildi. Yaralanmanın esas nedeni yüksekten düşmeye bağlıdır (15 olgu, % 42.9). 11 olgu motorlu taşıt kazalarında yaralanmıştır. Hastaneden çıkışta 9 hastada basınç yarası vardı. Hastaneden çıkışta 32 hasta (% 91.4) orthotics (breys) kullanmaktaydı, ancak 8 hasta sonradan bres kullanımını tümden bırakmıştı.Item Çayın demir emilimi üzerine etkisi(Uludağ Üniversitesi, 1988) Özeke, Turgut; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/ Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı.Demir insanlar ve özellikle çocuklar için gerekli bir elementtir. Sadece günlük alımı değil, emiliminde önemlidir. Son yıllarda demir emilimini önleyen çeşitli nedenlerin olduğu hakkında yayınlar vardır. , Araştırmamızda, tavşanlara çaydan zengin bir diyet uygulanmış Hb ve Htc değerlerine bakılmıştır. Deney grubu ile kontrol grubu arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır. Bununla ilgili literatür bilgileri gözden geçirilmiştir.Item D-penicillamine'in bazı hematolojik parametreler üzerindeki etkisinin deneysel olarak araştırılması(Uludağ Üniversitesi, 1988) Tunalı, Ahmet; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç Hastalıkları Anabilim Dalı.Bu çalışmada, sıçanlarda D-penicillamine 'in bazı hematolojik parametreler üzerindeki etkisi araştırılmıştır. Bu amaçla sıçanlar 6 gruba bölünmüş ve birinci grup kontrol grubu, diğerleri test grubu olarak ayrılmıştır. Kontrol grubu dışındaki sıçanlara 50-100-150-200 ve 300 mg/günde gibi değişik dozlardaki D-penicillamine 10 hafta süre ile oral olarak uygulanmıştır. Tedaviden sonra kontrol grubu dışındaki sıçanlarda anlamlı bir trombositopeni ve nötrofili ve mutlak lenfosit artışı ile birlikte giden bir lökositoz saptanmıştır. Kontrol grubu dışındaki tüm sıçanlarda kemik iliği hipersellüler ve megakaryositlerden zengin olarak bulunmuştur.Item Doğuştan kalça çıkığında intertrokanterik osteotomilerin femur boynu ve asetabuler açıya etkileri(Uludağ Üniversitesi, 1988) Kurap, Gayyur; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı.Doğuştan kalça çıkığının topolojilerinden biri olan koksa valga ve aşırı anteversiyonun asetabulum açısı üzerindeki etkisini araştırmak için iki tedavi grubunun sonuçlarını karşılaştırdı . Bir grup yalnızca kapalı redüksiyon ve diğer grup kapalı redüksiyondan sonra derotasyon ve varizasyon osteotomisi ile tedavi edildi. Kapalı redüksiyondan sonra derotasyon varizasyon ile tedavi edilen olgularda femur boynu açısının normale yaklaştığı fakat asetabulum açısında önemli bir azalma olmadığı bulundu.Item Dressler sendromu (Olgu raporu)(Uludağ Üniversitesi, 1988) Cordan, Jale; Aydınlar, Ali; Nak, Selim; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç Hastalıkları Anabilim Dalı.Akut myokard infarktüsünü takiben 4. hafta içinde gelişen bir Dressler sendromu takip ve tedavi edildi.Item Erişkin effüzyonlu otitleri(Uludağ Üniversitesi, 1988) Hızalan, M. İbrahim; Arat, Metin; Özmen, Adnan; Daştan, Nuri; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı.Daha sıklıkla çocuklarda gördüğümüz efüzyonlu otitlerin erişkinlerde de seyrek olmayarak görülmesi olağandır. Erişkin efüzyonlu otit olguları gerek etyolojik nedenler, gerekse tedavi özellikleri açısından araştırılmış ve sonuçlar tartışılmıştı.Item Fibrinolitik sistem(Uludağ Üniversitesi, 1988) Özlük, Kasım; İşbil, Naciye; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Fizyoloji Anabilim Dalı.Bu yazıda, fibrinolitik sistem, fibrinolitik sistem ile pıhtılaşma arasındaki ilişki, fibrinolizisin aktivasyon ve inhibisyon mekanizmaları ve fibrinolizisin patolojik durumları anlatılmıştır.Item Gebelikte meme kanseri(Uludağ Üniversitesi, 1988) Cengiz, Candan; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı.Kadınlarda görülen en sık kanser olan meme kanseri, % 2-5 oranında gebelikte rastlanır. Gebelikte tanı koymak güç olduğundan, hastalar daha ileri devrelerde yakalanmaktadır. Gebelik sırasında memelerin daha dikkatli muayenesi ile hastaları erken devrede yakalama şansı arttırılabilir. Bu yazıda, gebelikte teşhis edilen bir meme kanseri olgusu sunulmuş ve bu konudaki literatür gözden geçirilmiştir.Item Hellp sendromu (olgu bildirisi)(Uludağ Üniversitesi, 1988) Aydınlar, Ali; Tüfekçi, Mehpare; Erdoğan, Eftal; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç Hastalıkları Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı.Hemoliz, karaciğer enzimlerinde yükselme, düşük trombosit sayısı - HELLP Sendromu - Weinstein tarafından 1982 'de tanımlanmıştır. Nadir olduğuna inanılan bu sendromun, günümüzde tanıya varılabilmesiyle, sanıldığı kadar seyrek olmadığı ortaya çıkmıştır.Item Human menopozal gonadotropin (HMG) ve human korionik gonadotropinlerle (HCG) ovulasyon indüksiyonu(Uludağ Üniversitesi, 1988) Tüfekçi, Mehpare; Sesli, Turgut; Kimya, Yalçın; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı.Kadın infertilitesinin % 15-25 'inin sebebi anovulasyondur. Günümüzde, anovulatuar olgularda gonadotropinlerle başarılı bir şekilde ovulasyon sağlanabilmektedir. Ancak gerekli olan gonadotropin dozu ve uygulama süresi her hasta için çok farklıdır. Hatta kullanılması gereken doz, aynı hastanın değişik sirkülerinde bile değişebilir. Bu nedenle tedavinin takibi. uygulanacak protokolun belirlenmesinde büyük önem taşır.Item İkiz gebelikte bir fetusun intrauterin ölümü(Uludağ Üniversitesi, 1988) Erdoğan, Eftal; Esmer, Ahmet; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı.Bir ikiz gebelikte fetuslardan birisinin intrauterin ölümü olgu ve ilgili literatür gözden geçirilerek sunulmuştur.Item İntrauterin gelişme geriliğinin sistematik araştırılması ve kullanılan teknikler(Uludağ Üniversitesi, 1988) Erdoğan, Eftal; Küçükkömürcü, Şakir; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı.İntrauterin gelişme geriliği , antenatal tanısının güçlüğü ve perinatal mortalite ve morbidite oranının yüksek olması nedeni ile perinatolojinin önemli konularından birisini teşkil eder. Bu yazıda intrauterin gelişme geriliği, bugünkü bilgiler ışığında ve yeni tekniklerin de özelliklerinden bahsedilerek gözden geçirilmeye çalışılmıştır.Item Kan donörleri arasında saptanan sağlıklı HBsAg taşıyıcılarında total hepatitis D antikoru araştırması(Uludağ Üniversitesi, 1988) Töre, Okan; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Mikrobiyoloji Anabilim Dalı.Hepatitis D Virus enfeksiyonunun bölgemizdeki varlığının araştırılmasının amacıyla Kan Merkezleri donörleri arasında saptanan HBsAg (+) serumlarda total Anti-HD antikorları araştırıldı. Sağlıklı HBsAg taşıyıcısı 199 (8 Kadın, 191 Erkek) donör serumunda yapılan araştırma sonucu % 9.04 oranında olumluluk saptandı. Sonuçlar mevcut literatürle karşılaştırılarak tartışıldı.Item Kapalı kafa travmalarında EEG'nin yeri(Uludağ Üniversitesi, 1988) Turan, Faruk; Sadıkoğlu, Sadık; Balkır, Nihat; Oğul, Erhan; Korfalı, Ender; Bora, İbrahim; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Nöroloji Anabilim Dalı.Bu çalışmada kapalı kafa travmalı 74 hasta EEG ile incelenmiştir. Çalışmanın sonuçları literatür bulguları ile karşılaştırılmış ve kapalı kafa travmasında seri EEG çekimlerinin gerekli olduğu sonucuna varılmıştır.
- «
- 1 (current)
- 2
- 3
- »