Sosyal Bilimler Doktora Tezleri / PhD Dissertations
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/27
Browse
Browsing by Department "Arap Dili ve Belagatı Bilim Dalı"
Now showing 1 - 20 of 32
- Results Per Page
- Sort Options
Item Abdurrahman Münif'in romancılığı(Uludağ Üniversitesi, 2017-03-24) Arslan, Adnan; Güler, İsmail; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı; Arap Dili ve Belagatı Bilim DalıAbdurrahman Münif, 20. yüzyıl Arap romanının önde gelen isimlerindendir. Arap dünyası bu yüzyılda önemli gelişmelere tanıklık etmiştir. Osmanlı Devleti'nin dağılmasından sonra yeni kurulan Arap ülkelerinin kuruluş aşamasından sonraki gelişme dönemlerinde, birçok siyasi ve sosyal krizler yaşanmıştır. Bu yaşanan olaylar, Abdurrahman Münif'i yakından ilgilendiriyordu. Siyasetle ilgilenmekte idi. Siyasi düşünce özgürlüğünün bulunmayışından dolayı, Münif'in siyasal ve toplumsal eleştirisini yapabilmek için roman yazmaya başvurduğu görülmektedir. Münif'in yazmış olduğu gerçekçi romanlar, birçok sosyal konuya değinmiş olması hasebiyle, sadece bir edebiyat eseri değil, aynı zamanda tarihi doküman olarak da düşünülebilir. Tez; giriş ve üç bölümden oluşmaktadır. Girişte, Abdurrahman Münif'in yaşadığı yüzyılda meydana gelen siyasal olaylara göz atılmakta, birinci bölümde, Münif'in hayatı ve eserleri genel hatlarıyla incelenmekte, ikinci bölümde, romanlarının içerik açısından değerlendirilmesi, üçüncü bölümde ise, romanların dil, üslup ve roman teknikleri açısından değerlendirilmesi yapılmaktadır.Item Ali Ahmed Bâkesîr ve romancılığı(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2018-12-28) Demir, Ethem; Yalar, Mehmet; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı; Arap Dili ve Belagatı Bilim DalıYaşadığı dönemde Arap toplumunun, içinde bulunduğu sosyal, siyasal ve kültürel problemlerini gayet iyi bir şekilde tespit etmiş olan Ali Ahmed Bâkesîr, bu problemlerin çözümü için romanlarını aktif bir platform olarak kullanmıştır. Bu bağlamda adalet, ahlak, cihad ve İslam kardeşliği gibi değişik birçok temaya yer veren Bâkesîr, tarihsel örneklerle açıklamaya çalıştığı bu temaları sahip olduğu güçlü İslamî düşünce yapısının etkisiyle daha çok İslami bir perspektif ile yorumlamıştır. Söz konusu tematik zenginliğin yanı sıra teknik açıdan da romanlarını güçlendirdiği görülen Bâkesîr'in, bu anlamda dil, üslûp ve anlatım teknikleri bakımından zengin bir çeşitlilik sağladığı görülmektedir. Romanın temel unsurları olan mekan, zaman, karakter ve olay örgüsünün her birine farklı yoğunlukta yer veren Bâkesîr, bu unsurları gayet başarılı bir şekilde kurgulamış olmakla dikkat çekmiştir.Item Anadili Arapça olmayanlara Arap dili öğretiminde dinleme becerisinin rolü(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-09-16) Alalı, Almuttasm; Kavak, Fadime; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı; Arap Dili ve Belagatı Bilim Dalı; 0000-0002-5321-3435Bu çalışmada, dil öğretiminde dinleme becerisi ve bu becerinin ana dili Arapça olmayanlara Arapça öğretimindeki rolü ele alındı. Çalışmaya işitme duyusunun önemi, oluşum aşamaları, Kur'ân-ı Kerim ve hadis-i şeriflerdeki yeri açıklanarak başlandı. Daha sonra dinleme becerisinin tanımına, doğasına, önemine ve diğer becerilerle olan ilişkisine yer verildi. Ardından dilsel düzeylere bağlı olarak bu becerinin amaçları açıklanıp yabancı dil öğretim teorilerindeki yerine değinildi. Dinleme becerisinin öğretiminde öğretmenin rolünün önemi üzerinde duruldu. Dinleme sürecinin şekil ve boyutları ihmal edilmeden bilinçli dinlemenin bileşenleri açıklanıp bu becerinin öğretimi için öneriler sunuldu. Dinlemeyi öğrenme stratejileri, strateji türleri, stratejinin yapısını etkileyen faktörler, strateji oluşturma teknikleri, strateji öğrenme adımları, stratejinin amacı ve stratejilere dayalı etkinliklerin özellikleri açıklanmaya çalışıldı. Ders planı ile müfredat hazırlayıcılarına, plan ve müfredatlarını hazırlarken katkı sağlayacağı ümit edilerek, stratejilerle birlikte tüm aşamaları ve detaylarıyla sesli eğitim materyallerinin hazırlanmasından bahsedildi. Daha sonra, dinleme becerisini öğretmek için, tüm teorik strateji ve kurallar - mümkün olduğunca - sınıf ortamına ve pratik hayata aktarılarak iki örnek ders planı sunuldu. Son olarak hem araştırmada bahsedilen hem de bahsedilmeyen bazı stratejiler kullanılarak, görsel (dizi seyretmeye dayalı) Arapça öğrenimi için alternatif bir program tasarımı sunuldu. Söz konusu program uygulamasında öğrencilerin Arapça öğrenimine ilişkin bilinen geleneksel yöntemlerden kaçınılıp Arapçayı hızlı ve kısa sürede öğrenebilmeleri için en güncel dilbilimsel teoriler dikkate alındı.Item Arap belâgatında hasr üslûbu ve Kur’an meâllerinin hasr üslûbu açısından değerlendirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-07-26) Arpaçukuru, Osman; Yalar, Mehmet; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı; Arap Dili ve Belagatı Bilim DalıKur’an, mesajlarını muhataplarına farklı üslûplarla iletmiştir. Bu üslûplardan hasr sanatı (kasr), aynı meselede iki zıt yargıyı tek bir söz içinde kaynaştırarak, sıfatı mevsûfa veya mevsûfu sıfata tahsîs etmekle gerçekleşmektedir. Ne var ki, âyetlerde hasrla vurgulanan anlam, meâllerde her zaman yansıtılmamıştır. Ayrıca âyetin hasr için tercih ettiği üslûba denk veya yakın bir üslûp da kullanılmamıştır. Böylece önemli anlam kayıplarının yanında ilahî hikmet ve maksattan da uzaklaşılmıştır. Bu hipotezin doğruluk ve yanlışlığının ortaya konması ve meâllerde görülen hasrı yansıtma problemlerine çözümlerin üretilmesi kaçınılmazdır. Araştırma bu amacı gerçekleştirmek üzere yapılmıştır. Bu çerçevede önce, âyetlerdeki hasr ifadelerini ayırt edebilmek ve anlayabilmek için “Arap Belâgatında hasr üslûbu” ayrıntılı şekilde incelendi. Ardından, hasr ifadelerinin meâllerdeki tercümelerinin hasrı yansıtıp yansıtmadığının tespitinde yani meâl kritiğinde delil ve ölçüt olması için “Türk Belâgatında hasr üslûbu” incelendi. Böylece “özgüleme”, “özgüleyiş” ve “daraltma” olarak da anılan Türk Dilinde hasr üslûbu, ilk defa ilmî bir sistemle hasrın bütün konu ve meselelerini kapsayıcı biçimde yazıldı. Yazılanlar çerçevesinde otuz âyetin yirmi meâldeki tercümeleri, hasr üslûbu açısından değerlendirildi. Her bir tercümenin yanlışları ve doğruları gösterildi. Her değerlendirmenin sonunda, âyetin hasr üslûbuna Türk Dilinde denk veya yakın bir üslûpla meydana getirilmiş bir meâl teklif edildi. Âyetlerdeki hasrı yansıtmadaki isabetleri ve üslûpları yönüyle meâllerin durumu ve kendi içlerindeki sıralamaları, Sosyal Bilimler İçin İstatistik Programı SPSS’ten faydalanılarak oluşturan tablolarda sayısal değerler ve yüzdelik oranlar hâlinde gösterildi. Araştırmanın neticesinde, âyetlerdeki hasr anlamının meâllerin birçoğunda ihmal ve terk edildiği ve âyetteki hasr üslûbunun dikkate alınmadığı görüldü. Bu itibarla, çalışmada problemin çözümüne ve yeni araştırmalara yönelik önerilerde de bulunuldu.Item Arap dilinde Ta'rîb olgusu açısından Garîbu'l-Kur'ân(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2007-10-17) Acar, Ömer; Ayyıldız, Erol; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı; Arap Dili ve Belagatı Bilim DalıYabancı kelimelerin Arapçaya girisi, slam'dan önce ve sonra komsu kültürlerle kurulan iliskiler sonunda olmustur. Bu münasebetlerin ve Arapçanın tabiî gelisiminin bir sonucu olarak, Arapların daha önce tecrübe etmedigi iktisat, sanayi, tarım, ticaret, felsefe, siyaset ve toplum alanlarına dair pek çok kavram dile girmistir. slamdan önce dile giren yabancı kelimelerin Arapça'ya uyumunun nasıl saglandıgı sorusu, Kur'ân'da ve yaygın olarak kullanılan siirde geçen yabancı lafızların bu açıdan ele alınması yoluyla verilebilir. K. Kerim'deki yabancı kelimeler tartısmasına bu perspektiften bakılacak olursa, bilginlerin gelistirmis oldugu kriterlerin bir yere kadar ise yaradıgı, bazı durumlarda daha ayrıntılı ve kompleks bilgilere ihtiyaç duyuldugu görülür. Zira çok önceden Arapçanın kılcal damarlarına sirayet etmis bazı yabancı asıllı kelimelerin tespitinde selîka ve dil zevki sınırlı bir islev gördügü için, meseleyi basta Sâmî dilleri olmak üzere, Arapçanın iliskiye girdigi diller açısından ele alıp incelemek gerekir. Garîbu'l-Kur'ân literatüründe verilen örneklerden anlasıldıgı kadarıyla, buradaki garîblik'den kasıt fesahatten uzaklık degil, kelimenin digerlerine göre daha az bilinmesi ve kullanılması, Arap lehçelerinden veya yabancı dillerden girmis olması gibi özelliklerdir. Arap lehçeleri ve bunlardan alınan dil malzemesi (kelime ve kural) hakkında müstakil çalısmaların yapılması, standart dilin olusum asamaları hakkında fikir verecektir. Nitekim son zamanlarda yapılan karsılastırmalı çalısmalarda, standart dilde bulunmayan kimi kadim unsurların Arap lehçelerinde yasadıgı tespit edilmistir. Ayrıca avam dili olarak ifade edilen günlük konusma dilinde, bazı Sâmî dillerin izleri açıkça görülebilmektedir. Bütün bu lehçelerin ve diger Sâmî dillerin alt dalları ile iv birlikte ele alınıp karsılastırmalı, eszamanlı ve artzamanlı bir incelemeye tabi tutulması Arapçanın tarihinin aydınlatılması için önemlidir.Item Arap grameri ekolleri(Uludağ Üniversitesi, 2005) Kızıklı, Salih Zafer; Ayyıldız, Erol; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı; Arap Dili ve Belagatı Bilim DalıBu tez, Arap dilinin gramer ekolleriyle ilgilidir. VII. yüzyılda İslam coğrafyasının gelişmesi sonucunda Arapçada bir takım bozulmalar meydana gelmeye başladı. Bunun üzerine ilk gramer çalışması Basra kentinde Ebu'l-Esved ed-Du'eli tarafından başlatıldı. Onun ardından bu çalışmalar, Ebu 'Amr b. el-' Alâ.', el-Halil b. Ahmed ve Sîbeveyhi başta olmak üzere diğer Basralı gramer bilginlerince devam ettirildi. VIII. yüzyılda ise dönemin bir başka bilim merkezi olan Küfe şehrinde de gramer faaliyetleri başladı. Öncülüğünü el-Kisâ’î ve el-Ferrâ"nın yaptığı bu çalışmalar temelde Basralıların ortaya koydukları kurallara karşı bir alternatif olarak doğdu. Abbasi devleti halifeleri tarafından da desteklendi. IX. yüzyıldan itibaren Bağdat'ta bu iki farklı görüşü seçmeci bir metod kullanarak uzlaştırmaya çalışan İbnu Keysan, İbnu Cinnî ve ez-Zemagşeri gibi gramer bilginleri ortaya çıktı. Bunlara Bağdat Ekolü adı verilir. Daha sonra Basra, Küfe ve Bağdat gibi önemli bilim merkezlerinin dışında kalan Endülüs ve Mısır'dan bu merkezlere gelinerek bu bilgiler alındı. Böylelikle Endülüs ve Mısır coğrafyasında da Arap gramerinin eğitim ve öğretimi başlamış oldu. Bu çalışmalar XII. ve XIII. yüzyıllarda Endülüs'te İbnu Mada', İbnu Malik ve Ebu Hayyan; XIII-XIV. yüzyıllarda da Mısır'da İbnu Hâcib, İbnu Hişâm ve es-Suyûtî gibi büyük gramercilerin yetişmesiyle meyvesini verdi. Sözü edilen bu gramer çalışmalarının her biri ayrı bir "ekol" olarak adlandırılır. Bu beş ekol içinde modem Arap dilinin grameri, Basra ekolünün etkisi altındadır.Item 'Avfî'nin Cevâmi'u'l-Hikâyât ve Levâmi'u'r-Rivâyât isimli eserinde mizahî karakterler ve anekdotik unsurlar(Uludağ Üniversitesi, 2017-10-12) Uz, Emin; Şahin, Şener; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı; Arap Dili ve Belagatı Bilim DalıErken dönem mizah ve eğlence edebiyatını içeren kaynaklar doğru analizlerle değerlendirildiğinde, toplumların zaman ve mekân farklılığına rağmen gülme paydasında bir araya geldikleri görülmektedir. Duygu ve zevklerin evrenselliği prensibi, tarih boyun-ca Türk kültürünü de oldukça etkilemiş ve diğer kültürlerin mizah malzemeleri, özgün edebiyatımız içerisinde yoğrularak renkli figürler ortaya çıkarılmıştır. Dini, coğrafi ve sosyal etkenler göz önünde bulundurulduğunda Türk mizahının en çok etkilendiği kül-türlerin Arap ve Fars kültürleri olduğu görülür. Çalışmamızda; Arap ve Fars edebiyatı kaynaklı İslami mizah malzemesinin Türk mizahını nasıl etkilediği tespit edilip örneklerle açıklanmaya çalışılmıştır. Bu etkileşimi yakından ilgilendiren Farsî edip 'Avfî'nin (ö. 629/1232) kendisinden önceki Arap edebiyatı eserlerinden derlemiş olduğu Cevâmi'u'l-Hikâyât ve Levâmi'u'r-Rivâyât isimli eseri çalışmamızın temel kaynağı olarak belirlenmiş-tir. Müellifin bu eserine kaynaklık eden Arap edebiyatı eserleri ve 15. yüzyılda Osmanlı Türkçesi'ne yapılan tercüme nüshaları da incelenmek suretiyle bu üç kadim medeniyet arasındaki mizah etkileşimi ortaya konulmaya çalışılmıştır.Item Bedruddîn b. Mâlik ve belâgat ilmindeki yeri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-06-25) Özalp, Mehmet Sıdık; Taşdelen, Hasan; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı; Arap Dili ve Belagatı Bilim Dalı; 0000-0002-4260-6989Bedruddîn b. Mâlik, köklü devletlerin yıkılıp yeni devletlerin kurulduğu çalkantılı bir dönemde hayatını sürdürmüştür. Bununla beraber huzur ve istikrarından dolayı ikametgahı Dımaşk, belâgat başta olmak üzere ulemâ için çekim merkezi haline gelmiştir. Kadim medeniyetlerden de etkilendiğini düşündüğümüz Arap belâgatı, Câhiliye ve İslamiyet’in ilk dönemlerinde şiir ve hitabet gibi alanlarda kendini göstermeye başlamıştır. Abbâsî devletinin ilk döneminde değişik kültür ve medeniyetlerin etkileşimleri neticesinde ivme kazanarak, yazarın yaşadığı yüzyılda oluşum sürecini tamamlamıştır. Bu dönemde Bedruddîn b. Mâlik tarafından el-Misbâh fî ihtisâri’l-Miftâh isimli eser kaleme alınmıştır. Zaman ve zemin bakımından belâgat ilminin zirve yaptığı bir dönemin ürünü olan bu eser, kendinden önce kaleme alınan kaynaklarda geçen muhteviyatı toplayarak, daha sonra yazılanlara aktarmıştır. Belâgat ilminde adeta bir köprü görevi gören eser, bu münasebetle yazarın bu alandaki önemini de ortaya koymaktadır. Bir giriş ve üç bölümden oluşan çalışmamızın giriş kısmında, konunun tanımı, kapsamı, amacı, araştırmanın metodu ve kaynakları ile yapılan benzer çalışmalar ele alınmıştır. Birinci bölümde, yazarın hayatı, kişiliği ve eserleri incelenmiştir. İkinci bölümde, yazarın yaşadığı yüzyılın ilmî-kültürel alt yapısı ile belâgat ilminin tarihçe, tanım, kısımları ve ekolleri işlenmiştir. Üçüncü bölümde ise yazarın el-Misbâh fî ihtisâri’l-Miftâh isimli eserinin analizi yapılarak, belâgat ilminde kullandığı dil ve üslup çerçevesinde görüşleri değerlendirilmiştir.Item Cebra İbrahim Cebra ve XX. yüzyıl Arap edebiyatındaki yeri(Uludağ Üniversitesi, 2005) Hoşgör, Fatıma Betül; Ayyıldız, Erol; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı; Arap Dili ve Belagatı Bilim DalıCebra İbrahim Cebra tanınmış bir romancı, şair, eleştirmen ve çevirmen (özellikle de Shakespeare çevirmeni) olarak Arap dünyasının önde gelen yazarları arasındadır. 1920 yılında Filistin'in Beytlahim şehrinde fakir bir Hristiyan ailede dünyaya gelir. İlk ve orta öğrenimini Beytlahim ve Kudüs'teki okullarda tamamladıktan sonra İngiliz Edebiyatı öğrenimi görmek üzere İngiltere'ye gider. Exeter'de başlayan üniversite hayatını Cambridge'te tamamlar. Filistin'e döndükten sonra bir süre Kudüs'te İngilizce öğretmenliği yapar. 1948'de İsrail Devleti'nin kurulmasından sonra Irak'a yerleşir ve 1994'te ölünceye kadar Bağdat'ta yaşar. Cebra, XX. yüzyıl Arap edebiyatında modern şiir hareketine öncülük yapan şairlerdendir. Temmuz fi'l-Medine (Temmuz Şehirde), el-Medaru'l-Muğlak (Kapalı Döngü), Lev'atu'ş-Şems (Güneşin Kederi) gibi şiir antolojileri bulunur. 1957 yılında James Frazer'in The Golden Bough (Altın Dal) adlı meşhur eserinin Temmuz/Adonis mitiyle ilgili bölümlerinin Arapça çevirisini yayımlar. Bu eser o günlerde modern Arap şairleri üzerinde beklenmedik bir ilgi uyandırır. Kuraklık ve verimlilik, ölüm ve diriliş konusunu işleyen bumitte Arap dünyasının problemlerine uygun imgeler bulan şairler Cebra tarafından Temmuz Ekolü Şairleri diye adlandırılırlar.Onun William Faulkner'ın ünlü romanı The Sound and The Fury (Ses ve Öfke)'ye yaptığı Arapça çeviri, modern Arap romancılarını ciddi ölçüde etkilemiştir. Cebra'nın es-Sefine (Gemi), el-Bahs an Velid Mesud (Velid Mesud'un Peşinde), Yevmiyyat Serab Affan(Serab Affan'ın Günlüğü) gibi şiirsel bir dil kullanarak yazdığı sembol ve imge yönünden zengin romanları, çağdaş Arap edebiyatının önemli örnekleri arasında yer alır. Yazar, bu eserlerde modern roman tekniklerini ustaca kullanırken çağdaş Arap aydınlarının, özellikle de Filistinli entelektüellerin problemlerini başarıyla yansıtmaktadır.Item Cubran Halil Cubran ve çağdaş Arap edebiyatındaki yeri(Uludağ Üniversitesi, 2002) Günday, Hüseyin; Yalar, Mehmet; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı; Arap Dili ve Belagatı Bilim DalıItem Ebû Hâtim er-Râzî ve Kitâbu'z-Zîne adlı eserinin Arap anlambilim tarihindeki yeri ve önemi(Uludağ Üniversitesi, 2016-02-26) Teyfur, Mansur; Taşdelen, Hasan; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı; Arap Dili ve Belagatı Bilim DalıArap anlambilimi alanında çalışmalar yapan Ebû Hâtim Ahmed b. Hamdân er-Râzî (322/933-34), Arap dilbilimcilerinden birisi olarak bilinir. O, hicrî IV. asırdaki hem akla hem de nakle dayanan bütün ilimlerin geliştiği ve olgunlaştığı bir dönemde yaşamıştır. Arap dili ve edebiyatı açısından önemli olan Ebu Hatim'in yaşadığı bu dönemdeki dilsel çalışmalar, aynı zamanda felsefî bir içerik kazanmıştır. Çalışmanın konusu olan Ebû Hâtim'in "Kitâbu'z-Zîne" adlı eseri de, Arap anlambilim çalışması açısından bir zemin teşkil etmektedir. Tezin giriş bölümünde, anlambilim hakkında genel bilgilere yer ve-rilmiştir. Daha sonra ise birinci bölümde, Ebû Hâtim'in eserinde yer alan dilbilimle ilgi-li genel bilgilerden bahsedilmiştir. Onun eserindeki kelimelerin tarihsel gelişimlerinin irdelendiği bu tezin temel kısmını oluşturan ikinci bölümde de Ebû Hâtim'in özellikle Arap anlambilimindeki önemi ortaya konmuştur. Ayrıca tezde, Ebû Hâtim'in eserindeki anlambilim konularının içerik olarak Arap semantiğindeki konumuna da değinilmiştir. Bu tezden elde edilen bulgulara göre her ne kadar anlambilim dil çalışmalarında yeni bir alan olsa da, Arap anlambiliminin temellerini hicri IV. yüzyıla kadar dayandırmanın mümkün olduğu görülmüştür. Böylece çalışma, gelecek nesil araştırmacıları için Arap anlambiliminin tarihsel kökeni hakkında önemli veriler sunmaktadır.Item El-Ahfeş el-Evsat ve Meʻâni'l-Kur'ân adlı eseri ışığında Arap dili gramerindeki yeri(Uludağ Üniversitesi, 2014-11-20) Kaya, Ayhan; Taşdelen, Hasan; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı; Arap Dili ve Belagatı Bilim DalıBu çalışmanın konusu, hem dilbilimsel tefsirin ilk örneklerinden kabul edilen hem de Arap Dili ve Belâğatı ile alakalı önemli görüşlerin ilk olarak kaleme alındığı Kur'ân'ın nahvî tefsirlerinden olan el-Ahfeş'in Meʻâni'l-Kur'ân'ını dilbilimsel açıdan incelemektir. Ayrıca, el-Ahfeş ve eserinin Arap dilinin gelişiminde ne denli önemli bir yere sahip olduğuna işaret etmektir. Bu çalışmanın içerisinde yer alan konuları ifade etmek gerekirse, çalışma giriş ve iki ana bölümdem oluşmaktadır. Giriş bölümünde, nahiv ilminin doğuşu, gelişimi ve Arap dilinde meşhur olan dil ekolleri hakkında bilgi verilmiştir. Ayrıca el-Ahfeş'in Basra ve Kûfe ekolleri üzerindeki etkisi incelenmiştir. Birinci bölümde, el-Ahfeş'in hayatı araştırılmıştır. el-Ahfeş'in, öğrencilik yılları, hocaları, talebeleri, eserleri ve ilmî yönü gibi konular ele alınmıştır. el-Ahfeş'in fikir dünyasının oluşmasında etkili olan ve el-Ahfeş'ten etkilenen şahsiyetler hakkında bilgi verilmiştir. İkinci bölümde ise, tezin asıl gayesi olan el-Ahfeş'in Meâni'l-Kur'ân adlı eseri dilbilimsel açıdan incelenmiştir. Eserin yazılma sebebi, eserde kullanılan metot ve eserin muhtevası gibi konular ele alınmıştır. Özellikle de el-Ahfeş'in, Meâni'l-Kur'ân'ında nahiv ve sarf alanında ortaya koyduğu görüşleri örneklerle tespit edilmiştir. Bazı tartışmalı konularda Basra ve Kûfe ekollerinin temel görüşlerine müracaat edilerek el-Ahfeş'in görüşleriyle karşılaştırma yapılmıştır. Ayrıca el-Ahfeş ile aynı asırda yaşamış olan el-Ferrâ'nın Meâni'l-Kur'ân'ına da atıfta bulunularak, el-Ahfeş ile el-Ferrâ'nın aynı konulardaki görüş farklılıkları ortaya konmaya çalışılmıştır. Çalışma sonuç ve kaynakça bölümleriyle son bulmuştur.Item El-Hatib el-Kazvini ve belagat ilmindeki yeri(Uludağ Üniversitesi, 1997) Yalar, Mehmet; Kılıç, Hulusi; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı; Arap Dili ve Belagatı Bilim DalıItem Esterabadi ve Şerhu'l Kafiyesi ışığında Nahiv ilmindeki yeri(Uludağ Üniversitesi, 2005) Yazguliyev, Amanmırat; Yalar, Mehmet; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı; Arap Dili ve Belagatı Bilim DalıArapça'nın klâsik İslâmû disiplinler ve İslâm medeniyeti için ortak dil olduğunu söylemek mümkündür. Arap Dili üzerine en değerli eserlerden biri, İbn Hâcib'in el-Kâfiye'sidir. İfadeleri oldukça muğlak olan bu esere çok sayıda şerh yazılmış ve bu şerhler Orta Asya ve Osmanlı medreselerinde ders kitabı olarak kullanılmıştır.Şüphesiz, el-Ester'si el-Kâfiye'nin en önemli şerhlerinden birisidir. el-Esterâbâdû eserinde yalnızca el-Kâfiye'yi şerh etmez, aynı zamanda kendisinden önceki pek çok dil âliminin görüşlerini inceleyerek bunların bir kısmını destekler ve hatalı gördüğü diğerlerini de eleştirir. Her konuda kendi görüşleri ve tercihlerini de ifade etmesi, el-Esterâbâdû'nin Şerh'ini daha değerli hale getirmektedir.Bu tezde, el-Esterâbâdû'nin etkilediği ve etkilendiği şahıslar, Arap gramerine (nahivilmine) katkıları, görüşleri ve bu alandaki yeri ele alınmaktadır.Item Fuâd et-Tekerlî ve romancılığı(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-11-22) Batur, İslam; Taşdelen, Hasan; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı; Arap Dili ve Belagatı Bilim Dalı; 0000-0002-7252-1775Irak romanının diğer Arap ülkelerine kıyasla geç teşekkül ettiği bir dönemde Fuâd et-Tekerlî (1927-2008), edebiyat kariyerine başarılı bir öykü yazarı ve romancı olarak adım attı. Özellikle XX. yüzyılın ortasından itibaren yazdığı öyküler ve romanlarla edebiyat, kültür ve eleştiri dünyasını etkileyen büyük bir miras bıraktı. Irak'ın tarihsel ve sosyal bağlamında yaşanan deneyimlerini yansıtarak toplumsal, kültürel ve siyasi baskıları içeren son derece önemli romanlar yazdı. Romanları, monarşinin devrilmesi, Arap milliyetçiliğinin yükselişi ve Baas rejimi gibi, XX. yüzyılda Irak'ta yaşanan çalkantılı siyasi ve sosyal değişimlerden derinden etkilendi. Modern roman tekniklerinin tamamını özümseyen Tekerlî, bunları romanlarında başarılı bir şekilde uygulayarak Irak romanının gelişiminde kilit rol oynadı. Romanları, Irak toplumunun 1910 ilâ 1994 yılları arasındaki durumunu ayrıntılı bir şekilde ele alırken, karakterlerin psikolojik analizlerini farklı anlatım teknikleriyle ve varoluşçu bir perspektifle işleyerek okuyuculara olayları değerlendirme fırsatı sunar. Romanlarında, Irak'ın tarihine, toplum yapısına, fakirliğe, kadın sorunlarına ve kadınların ekonomik durumlarına dair birçok sosyal konuyu işler. Tekerlî, birey ve toplum arasındaki ilişkiyi âdeta bir sosyolog gözüyle tahlil etmesi açısından dikkat çeker. Onun romancılığı, insan varoluşunu ve modern toplumun karmaşıklığını dile getirmesi yönüyle analitik bir derinliğe sahiptir. Tekerlî, romanın, toplumsal değişimi ivmelendirme potansiyeli olduğuna inanır ve bu nedenle yazısının gücünü hümanist değerlere, empatiye ve şefkate dayandırır. Sonuç olarak, Tekerlî'nin roman yazarlığı, toplumun çatışmalarını ve karmaşıklıklarını sanatsal bir şekilde ifade etme yeteneğiyle temellenir. Onun romanları, insanların iç dünyalarını keşfetme, toplumsal ve politik güçleri anlama yeteneğini artırmaya devam edecektir.Item Günümüz Siirt Arapçası(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-12-18) Akay, Sedat; Güler, İsmail; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı; Arap Dili ve Belagatı Bilim Dalı; 0000-0003-2210-7696Bir toplumu meydana getiren insanlar aynı zamanda ortak bir kültür de oluştururlar. Bu kültürün hem bir unsuru hem de taşıyıcısı dildir. Bu yüzden, dil bir milletin kimlik ve kültürünün çok önemli bir simgesidir. Geçmişten bu yana birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Anadolu’da Türkçe haricinde birçok dil konuşulmaktadır. Bu dillerden birisi de çoğunluğu VII. yüzyılın ikinci yarısında Siirt’e yerleşmiş Araplar tarafından konuşulmakta olan Arapçadır. Yüzyıllar boyunca yaşamını bu topraklarda sürdüren Araplar arasında bu dil nesilden nesile sözlü olarak aktarılmıştır. Çeşitli sebepler ve bölgede konuşulan diğer dillerle etkileşim sebebiyle, diğer Arap lehçelerinden yapı, özellikle de kelime noktasında farklılaşmasına neden olmuştur. Dil ve lehçe dil kuralları ve telaffuz bakımından değişime açık bir yapıya sahiptirler. İşte bu değişikliklerin takip edilmesi, anlaşılabilmesi için dil ve lehçelerin bulunduğu coğrafya, tarihi, kültürü, dil yapısı ve geçirdiği aşamaların da bilinmesinde zaruret vardır. Çalışma, sadece belirli bir bölgedeki Arap kökenli vatandaşlarımızın kültür ve dil yapılarının incelenmesini kapsamaktadır. Bu çalışmanın öncelikli hedeflerinden birisi, Anadolu’ya yaklaşık on üç asır önce gelip yerleşen Arap vatandaşlarımızın kullanmaya devam ettikleri bu mirası kayıt altına almak ve korunmasına katkı sağlamaktır.Item Klasik Arap edebiyatı ihvâniyât bahisleri çerçevesinde “dostluk” teması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-08-10) Ataman, Murat; Şahin, Şener; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı; Arap Dili ve Belagatı Bilim Dalı; 0000-0002-7049-3125Tarihin her döneminde insanların kaçınılmaz olarak deneyimlediği toplumsal ve ahlaki olgulardan biri dostluktur. Tarih, fıkıh, hadis, tefsir, akait, edebiyat gibi ilimlerin birçoğunda dostluk ve onunla ilgili konu ya da temalarla doğrudan veya dolaylı olarak ilgilenilmiştir. Kuşkusuz bunlar içerisinde edebiyat sahasının, dostluk olgusuna yaklaşımı gerek tematik çeşitlilik gerekse de üslup zenginliği itibariye diğerlerinden oldukça farklıdır. Arap edebiyatının uzun tarihinde, yüzyılların ilmi, fikri, edebi, tecrübi birikimi büyük bir dil estetiği ve zevki üzerinden satırlara dökülmüş ve ihvâniyât adını verdiğimiz edebi tür talebe-i ulûmdan ulema sınıfına, devlet ricalinden sıradan halka muazzam bir teveccüh görmüştür. Edeb kitaplarında çok çeşitli yönleriyle irdelenen dostluk olgusu, Müslüman ilim adamlarına özgü bir dostluk ahlakının varlığından söz etmeyi haklı kılacak niteliktedir. Klasik kaynaklarda dostluğun anlamı, dost seçimi, dostlukları pekiştiren ve dejenere eden hususlar gibi birçok konu ele alınmış olup, ilgili malzeme yer yer neredeyse sanatsal bir üslup içerisinde sunulmuştur. İhvâniyât bahislerini besleyen en temel kaynaklar arasında ise Kur’ân ayetleri, hadis metinleri, lengüistik tahliller, meseller, aforizma kültürü, tarihsel anekdotlar ve fabllar gelmektedir.Item Klasik Arap edebiyatında bir mizah tekniği olarak kutsal metnin gücünden yararlanma(Uludağ Üniversitesi, 2018-02-22) Efil, Muhammed; Şahin, Şener; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı; Arap Dili ve Belagatı Bilim DalıKlasik Arap mizahının en dikkat çekici ve nevi şahsına münhasır özelliklerinden birisi olarak, Müslümanların kutsal kitabı Kur'ân-ı Kerim'e ait birçok ayeti veya ayet par-çasını, mizahın özünü teşkil edecek biçimde bir güldürü vesilesi olarak kullanmış olması, mizah tarihi ve mizah felsefesi açısından analiz edilmeyi hak eden bir olgudur. Klasik Arap nevadirinin zengin konu başlıkları ve ele aldığı belli başlı temaların hemen hemen tümüne Kuran eksenli nüktecilik kapsamında üretilmiş olan mizah malzemesinde de eksiksizce değinilmiştir. Dolayısıyla İlahi hitaba ait bütün bir ayetin ya da ayet parçasının yerine göre bir cimrinin pintilik düzeyini hicvederken, bir kabile çekişmesi kapsamında üstünlük yarışına giren tarafların birbirlerine hakaretamiz ifadelerle saldırırken, bir bede-vinin Kuran bilgisi hususundaki cehaletini yüzüne vururken, idama mahkûm edilen bir kurbanın canını kurtarmaya çalışırken, öfkesi kabaran bir yöneticinin hiddetini yatıştırır-ken, görülen bir rüyayı tevil ederken ya da şahit olunan müstehcen bir sahnenin tasviri yapılırken vs. kullanıldığını görebiliriz. Çalışmamızda mizahın bu çok özel biçimi kullanıla-rak üretilen anekdotlarda hangi tekniklerin uygulandığı ve hangi maksatların güdüldüğü üzerinde kapsamlı bir şekilde durulmaya çalışılmış ve bu tekniği kullanan sosyal kesim-ler ve meşhur nüktedanlara yer verilmiştir.Item Klasik Arap edebiyatında nükte derleyiciliğinin ilk sistematik örneği: El-Ecvibetü’l-müskite(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-03-03) Çakır, Muhammed Faruk; Şahin, Şener; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Temel İslâm Bilimleri Ana Bilim Dalı; Arap Dili ve Belagatı Bilim Dalı; 0000-0002-7831-5075Hazırcevaplık teması ekseninde teşekkül eden ve kâhir ekseriyeti Arap, hatırı sayılır bir bölümü de Grek medeniyetine ait rivayetlerden oluşan el-Ecvibetü’l-müskite Abbâsi devri kâtiplerinden İbrahim İbn Ebû ‘Avn’ın (öl. 322/934) kaleme aldığı klasik bir anekdot derlemesidir. Tespitimize göre bu eser hazırcevaplık temalı ilk müstakil derleme olup gerek sistematiği ve veciz üslubu gerek sunduğu otantik anekdot malzemesiyle müteakip dönemlerde telif edilen edeb koleksiyonlarına büyük katkılar sağlamış öncü bir çalışmadır. Kısa hacmine rağmen konu çeşitliliği açısından geniş bir yelpaze sunan eser ağırlıklı olarak Hicri ilk üç yüzyıla dair anlatılarda bulunmakta olup bu devirlerin sosyal dokusu, dinî görüntüsü, günlük pratikleri, siyasi atmosferi, mizah anlayışı ve kültürel kimliği hakkında çok önemli detaylar sunmaktadır. Tema zenginliğinin yanı sıra karakter kadrosu açısından da oldukça geniş bir tabana yayılan bu nadide derleme halifeler, devlet adamları, şairler, âlimler, Yunan filozofları, zâhitler, kelâmcılar, bedeviler, nüktedanlar, muhannesler, hür kadınlar ve cariyeler başta olmak üzere gerek ismen gerek anonim hüviyette karşımıza çıkan etraflı bir karakter kadrosuna sahiptir. Gülmece sanatının hemen her tür ve tonuna dair kapsamlı bir içerik sunan el-Ecvibetü’l-müskite klasik Arap mizahının kadim ve seçkin bir örneği olmasının yanı sıra medeniyet tarihi araştırmaları için de göz ardı edilemez bir referanstır. Tüm bu özelliklerinden ötürü araştırma konusu olarak belirlediğimiz eser; öne çıkan temaları ve temel karakter kadrosu merkeze alınarak çoğunlukla betimleyici, yer yer de analitik bir yöntemle ele alınarak tahlil edilmiştir. Hazırcevaplık teması ekseninde teşekkül eden ve kâhir ekseriyeti Arap, hatırı sayılır birbölümü de Grek medeniyetine ait rivayetlerden oluşan el-Ecvibetü’l-müskite Abbâsidevri kâtiplerinden İbrahim İbn Ebû ‘Avn’ın (öl. 322/934) kaleme aldığı klasik biranekdot derlemesidir. Tespitimize göre bu eser hazırcevaplık temalı ilk müstakil derleme olup gerek sistematiği ve veciz üslubu gerek sunduğu otantik anekdot malzemesiylemüteakip dönemlerde telif edilen edeb koleksiyonlarına büyük katkılar sağlamış öncübir çalışmadır. Kısa hacmine rağmen konu çeşitliliği açısından geniş bir yelpaze sunaneser ağırlıklı olarak Hicri ilk üç yüzyıla dair anlatılarda bulunmakta olup bu devirlerinsosyal dokusu, dinî görüntüsü, günlük pratikleri, siyasi atmosferi, mizah anlayışı vekültürel kimliği hakkında çok önemli detaylar sunmaktadır. Tema zenginliğinin yanısıra karakter kadrosu açısından da oldukça geniş bir tabana yayılan bu nadide derlemehalifeler, devlet adamları, şairler, âlimler, Yunan filozofları, zâhitler, kelâmcılar, bedeviler, nüktedanlar, muhannesler, hür kadınlar ve cariyeler başta olmak üzere gerek ismen gerek anonim hüviyette karşımıza çıkan etraflı bir karakter kadrosuna sahiptir.Gülmece sanatının hemen her tür ve tonuna dair kapsamlı bir içerik sunan el-Ecvibetü’l-müskite klasik Arap mizahının kadim ve seçkin bir örneği olmasının yanı sıra medeniyettarihi araştırmaları için de göz ardı edilemez bir referanstır. Tüm bu özelliklerinden ötürü araştırma konusu olarak belirlediğimiz eser; öne çıkan temaları ve temel karakterkadrosu merkeze alınarak çoğunlukla betimleyici, yer yer de analitik bir yöntemle elealınarak tahlil edilmiştir.Item Klasik Arap mizahında çirkinlik ve fiziksel kusurlar(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-06-09) Dinçer, Şükrü; Şahin, Şener; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı; Arap Dili ve Belagatı Bilim Dalı; 0000-0002-7040-4479Tüm dünya edebiyatında mizahın en primitif örnekleri yüz hatlarına ilişkin “çirkinlik olgusu” ve ondan bağımsız diğer birtakım fiziksel kusurlar etrafında şekillenmiştir. Klasik Arap edebiyatının zengin anekdot derlemeleri tarandığında, yüz çirkinliği başta olmak üzere her nevi çirkinlik ve fiziksel kusurlara dair muazzam sayıda bir rivayet malzemesi varlığıyla dikkat çekmekte olup bilimsel ve edebi açıdan detaylı bir incelemeyi hak etmektedir. Orta çağ Müslüman toplumunun çeşitli sosyal tabakalarına mensup her türden çirkin karaktere ya da bir veya birkaç fiziksel kusuru bulunan mizahi figürlerin tahliline yer veren çalışmamız, ilgili dönemin dinî pratikleri, kültürel kodları, gündelik yaşam biçimleri, hassasiyetleri, tabuları, hâkim siyasi atmosfer ve mizahı algılama biçimleri gibi çok çeşitli konular için önemli ipuçları barındırmaktadır.